27 Aralık 2008 Cumartesi

Defne işin zor kısmını halletti, yürüyor... anne diyor... geriye ne kaldı ki???

Doğan büyüyor diye bir söz vardır. Test ettik, onayladık. Doğan büyüyor, Defne bize bunu canlı canlı gösteriyor...
Bir yaşını devirdikten sonra Defne hızla yol aldı da, şu site bir türlü yetişemedi hızına... Neyse söylenmeyelim de anlatmaya başlayalım o zaman.
Bir kere annesi işe başlayan Defne, anneannesini hiç üzmüyor. Öyle uslu ki, uyu denince uyuyor, yemek vaktinde yemeğini yiyor, anneannesini yormadan, onunla oturup oynuyor... (Anneannenin internetle işi olmadığını göz önünde bulundurarak, yalanlamayacağından emin olabilir, veee Defne hanım lehine bazı çarpıtmalar yapabiliriz bu konuda:). Neyse, biraz abartmış olsak da, anneanneyi pek o kadar da zorlamıyor, gördüğümüz kadarıyla. Belki de bu küçükhanımlar, küçükbeyler anlıyorlar kimin ne kadar enerjisi var, ona göre talepte bulunuyorlar.
Bu arada, önce koltuklara tutunan, sonra ayakta dengesini bulmaya çalışan, bir adım atıp popo üstü oturan Defne, bütün bu aşamaların ardından bekleneni yaptı ve yürümeye başladı. İlk yürümeye başladığında, evde kimi bulduysa 'tut elimi, dön baba dönelim' şeklinde bütün evi gezeliyordu. Sonradan kendisi keşiflere başladı. Tabii her çocuk gibi oyuncaklardan ziyade evdeki bilumum gereksiz malzeme ilgisini daha çok çekiyor. Mutfak dolaplarını açıp içinden kepçe neyin almak, CD'leri tek tek boşaltmak, ayrıca her türlü boyunu aşan şeyi bir yerden bir yere taşıyarak kargoculuk kariyerinin ilk adımlarını atmak... Tabii bunlar bize enteresan geliyor ama Çınar'a bir bakıyoruz, o da aynı yollardan geçmiş. E, payımıza düşen kıssadan hisse de, ne kadar biricik olduğunu düşünse de insanoğlu, aşağı yukarı benzer süreçlerden geçiyor galiba diye düşünmek oluyor...
Bu arada adı geçmişken Çınar'ın Kurban Bayramı münasebetiyle gerçekleştirdiği ziyaretleri de anmadan bitirmeyelim hikayemizi. Çınar, artık bebeklikten çıkıp çocuk kategorisinde kendisine sağlam bir yer edinmiş. Bu nedenle Defne'ye daha sıcak bir yaklaşım sergileyip, bazı ganimetlerini (şekerler) onunla paylaşmaya gönüllü olsa da, Defne henüz bu müttefiğin önemini kavrayabilmiş değil. Ama biz dışarıdan bakanlar eskiye göre bir yakınlaşma sezdik mi? Büyüklere sorarsak, kesinlikle sezdik!!
İşte böyle. Anlatacak hikaye elbette çok ama daha fazlası için Defneseverlere, bizzat bir ziyaret gerçekleştirmeleri tavsiye olunur...